Bharti Kamble, COVID-19 ile ilgili sahte mesajların peşinde. Öğleden sonra geç saatlerde sekiz WhatsApp grubundan 500’den fazla mesajı dikkatle okudu. Aramasını bitirince rahatladı. “30 gündür, WhatsApp’ın ileriye dönük olarak tek bir yanlış bilgiyle karşılaşmadım” diyor. Ancak yanlış bilgilerle mücadele etmek için harcanan bir yılın ardından Kamble temkinli olmaya devam ediyor. “Zafer ilan etmek için henüz çok erken,” diyor.
Kamble, Hindistan’ın kırsal sağlık sisteminin piyadesi olan akredite bir sosyal sağlık aktivisti (ASHA çalışanı). ASHA olarak çalışmaya başladığında, her hafta yüzlerce mesajı kontrol edeceğini hiç düşünmemişti. Hindistan Ulusal Sağlık Misyonu kapsamında seçilen ASHA çalışanları, köylerinde yaklaşık 1.000 kişiye bakan kadınlardır. Bazıları öksürük veya ateş gibi yaygın rahatsızlıklar için ilaç sağlamak, 73’ün üzerinde farklı toplum sağlığı kaydı tutmak, doğuma hazırlık konusunda danışmanlık yapmak, doğum öncesi ve doğum sonrası bakımı sağlamak, aşıları ayarlamak, doğum kontrolü sağlamak ve bunlardan bazıları en az 50 sorumlulukla görevlendirilmiştir. çok daha fazlası.
Kamble, Batı Hindistan’ın Maharashtra eyaletindeki uzak Bolakewadi köyünde yaşayan 701 kişinin ASHA çalışanı.
Şaşırtıcı çünkü köylülerin yüzde 50’sinden fazlası 285 mil kuzeye düzenli olarak Hindistan’ın finans başkenti Mumbai’ye göç ediyor, bu şehir bir COVID etkin noktası haline geldi. İnternet bağlantısı olmayan birçok uzak köy var. ASHA çalışanları Mandakini Kodak ve Rekha Dorugade, uzak bir köye ulaşmak için altı milden fazla yol katederek insanları aşı kampanyasından haberdar ediyor.
Mart 2020’den başlayarak, 600.000 Hint köyündeki yaklaşık 1 milyon ASHA çalışanına, koronavirüsün topluluk bulaşmasını kontrol altına alma görevi verildi. Şüpheli COVID vakalarını bulmak, hastaların oksijen ve sıcaklık seviyelerini günlük olarak izlemek, sözleşme takibi yapmak, hastaların karantina sürelerini tamamladıklarından emin olmak ve tıbbi bakım almalarına yardımcı olmak için nüfuslarını araştırıyorlar.
Görevleri karmaşık bir hal alıyor. sosyal medya platformlarında orman yangını gibi yayılan yanlış bilgiler. Mart 2021’de araştırma yaparken Kamble, 80’lerinde yüksek ateşi ve yorgunluğu olan bir kadın buldu. “Neden benden parasetamol tabletleri almadın?” diye sordu Kamble.
Kamble hiç gecikmeden ona Oral Rehidrasyon Solüsyonu (ORS) ve parasetamol tabletlerini verdi. Kamble, “Dört gün içinde kendini daha iyi hissetti,” dedi ama görevi bitmemişti. Kamble araştırmaya başladı ve “oruç tutmanın COVID’yi tedavi ettiğini” tespit etti, Marathi köyünün WhatsApp gruplarında birçok kez yerel dilde iletilen bir yanlış bilgi mesajıydı.
Bu tür sekizden fazla grubun bir parçası olan Kamble, hemen mesaj attı. Oruç COVID-19 için tedavi değildir. Uygun bir diyetin arkasındaki bilimi ve modern ilaçların önemini açıkladı. Kimsenin ateşini hızlı bir şekilde düşürmeye çalışmadığından emin olmak istedi. “Yanlış bilgileri bozma konusunda eğitim almadık. İş başında ve insanların etkileşimleriyle öğrendik” diyor. Herhangi bir resmi eğitim almamış olabilir, ancak Kamble’s geçtiğimiz yıl boyunca bol bol pratik yaptı.
Mandakini Kodak yanlış bilgilerin yayılmasıyla ilgili notlar alıyor toplulukta.
COVID-19 pandemisi boyunca Hindistan’da sahte bilim ve yanlış bilgi testlerinin pozitif çıkması vakalarda artışa neden oldu.
Seçilmiş aşırı sağ Bharatiya Janata Partisi’nin birkaç lideri, COVID’i önlemek için inek idrarı içme konusunda seslerini yükseltti ve hatta birkaçı bunun videosunu çekti.
Geçen yıl parti liderleri bir gaumutra (inek idrarı) düzenledi. içme olayı Kamble bu tür birkaç mesajla karşılaştı. “Böyle bir şeye ne dersin? Aslında birçok insan bunu denedi.” Doktorlardan bilimsel mesajlar almaya başladı ve gerçekten işe yarayan COVID tedavileri hakkında mesajlaşmaya başladı. “Yanlış olduğunu söyleyerek yanlış bilgilere doğrudan karşı koyarsanız, insanlar sizi dinlemez ve sizi kışkırtmaya başlamaz” diye açıklıyor. Bunun yerine, panzehiri bilimsel bilgiyi mümkün olan en kolay şekilde yaymaktır. Sonunda insanların inek idrarının COVID için bir tedavi olmadığını fark ettiğini söylüyor.
Yanlış bilgileri engellemek için WhatsApp’ı kullanan tek ASHA çalışanı Kamble değil. Bir ASHA ve Kolhapur’un Shirol bölgesinden 3.000’den fazla ASHA’nın lideri olan Netradipa Patil, 1.000 kişilik araştırma alanındaki her aile üyesinin en az bir akıllı telefonu olduğunu buldu. “COVID farkındalık broşürleri dağıttığımızda insanlar onları [atıp attı]. İşte o zaman akıllıca davranmaya karar verdim.” Sahte haber ve yanlış bilgi örneklerini gördüğünde, 200’den fazla üyesi olan hiper yerel bir WhatsApp grubu kurdu.
Daha sonra mesajları yazar, videolar çeker ve gazete kupürlerini iletir. Bu onun çok zamanını aldı ama birçok hayat kurtarmaya yardımcı oldu. “COVID’nin ikinci dalgasında (Mart-Haziran 2021), bölgem 10’dan az vaka bildirdi ve ölüm yok” diyor gururla. Buna karşılık, Kolhapur bölgesi bir bütün olarak Mayıs 2021’de yüzde 3,5 vaka ölüm oranı bildirdi – Hindistan’daki en yüksek oranlardan biri. Patil, “Altı ay içinde öleceğiz,” dedi. “Hindistan’ın nüfusu çok arttı ve Hükümet bunu azaltmak için aşı kullanıyor” yanlış bilgisi hızla yayıldı. “Kulağa komik geliyor, ancak insanların yüzde 90’ından fazlasını aşı olmaya ikna etmek iki ay süren mesajlaşma ve kapı kapı ziyaretleri aldı” diye hatırlıyor. Patil ayrıca aşılanma fotoğrafını da paylaştı ve “Her iki dozu da aldım ve hayattayım” dedi.
İnsanlar aşı olduktan sonra bile ASHA’ların işi bitmiyor. Kolhapur’un 2.265 nüfuslu Pernoli köyünde, aşıdan sonraki birkaç gün içinde iki kişi öldü. Bu, ASHA çalışanları Mandakini Kodak ve Rekha Dorugade için bir kabus senaryosuydu. Aniden, köyündeki herkes aşıya direndi. Bu ölümleri araştırdılar ve her iki kişinin de astımlı ve COVID pozitif olduğunu ve saygın bir bakım almadıklarını buldular. “Bir şarlatandan iğne ve ilaç aldılar. O zaman biri aşıları nasıl suçlayabilir?” Kodak’a sorar.
Uzak köylerden birkaç kişi yaygın yanlış bilgilerden dolayı aşıdan korkuyor.
Genellikle yanlış bilgi, batıl inançlarla iç içedir. Kodak, “Geçen yıl birkaç köylü, köyün Tanrısının Corona’nın içeri girmesine izin vermeyeceğini söyleyerek COVID protokolüne uymayı reddetti” diye hatırlıyor. Kamble benzer bir şeyle karşı karşıya kaldı. COVID vakaları iç bölgelerde artmaya devam ederken, birkaç köylü yerel tapınağa “cemaat namazı” için akın etmeye karar verdi. Kamble, tek bir kişi COVID pozitif test etse bile bunun topluluk bulaşmasına yol açabileceğini mesajlaşmaya başladı. WhatsApp durumu olarak COVID protokollerinin bilgi grafiklerini koydu. “İnanç tamamen iyidir, ancak mantık ve bilimin önüne geçtiğinde bir sorun haline gelir” diyor.
ASHA’lar boğucu koşullarda çalışır. yetersiz güvenlik donanımı ve tamamlanan görevlere dayalı olarak “performansa dayalı teşvikler” almak. On yıldan fazla bir süredir çalışmasına rağmen, tam zamanlı çalışan olarak kabul edilmiyorlar ve Maharashtra’da aylık ortalama 41 ila 55 dolar arasında maaş alıyorlar. Patil, “Yanlış bilgileri yakalıyoruz, sayısız hayat kurtarıyoruz ve telefonlarda anketleri tamamlıyoruz, ancak Hükümet internet için bize geri ödeme bile yapmıyor” diyor. Düşük ücretli birçok ASHA, geçimlerini sağlamak için çiftlik işçisi olarak ikiye katlanıyor.
Sınırlı kaynakları hizmet ettikleri topluluklarda iyi anlaşılmıyor.
Bu doğru değildi. “Hükümetin bizim için eldiven ve dezenfektan bile alacak parası yok, vakaları tespit etmek için nasıl ve neden harcayacaklar?” diye soruyor Kodak gülerek.
ASHA’ların COVID-19 salgınlarını kontrol altına alma görevi, genellikle hükümet tarafından sağlanan düşük kaliteli oksimetreler ve kızılötesi (IR) termometreler tarafından engelleniyor. Shirol’dan bir ASHA olan Maya Patil, araştırma yaparken oksimetresinin herhangi bir okuma göstermediğini buldu. Oksimetrenin görüntüsü ve kalitesiyle ilgili sorunlar vardı. “Sadece içerideyken bir okuma gösterecekti. Yetersiz havalandırmaya sahip muhafaza bölgelerinin içinde araştırma yapmak, hayatı riske atmak anlamına geliyor, ancak Hükümet bunu anlamıyor ve bize daha kaliteli ekipman [vermeyi reddediyor]” diyor. Hatalı okumaların bir sonucu olarak, birçok insan oksijen seviyelerini test ettirmekten kaçınır. Maya Patil, “Hatalı ekipman nedeniyle bir topluluk aktarımı olursa birçok hayat risk altında olacak” diyor Maya Patil.
Temas takibi için büyük bir engel hükümet tarafından ASHA’lara sağlanan düşük kaliteli oksimetreler ve kızılötesi termometrelerden gelir.”Oksijen seviyesi 70’e düştü. Aile buna inanmadı ve beni sözlü olarak taciz etmeye başladı” diyor. Aile, Kamble’ı yaşlı kadını karantina merkezine göndermek için bir komplo planlamakla suçlamaya başladı. Bir şekilde aileyi bir doktora danışmaya ikna etti. Hastanın oksijen seviyesinin düşük olduğu tespit edildi. Kamble, “Daha az oksijen her zaman COVID anlamına gelmez ve insanlar normal oksijen seviyesinin ne olduğunu bile bilmiyor” diyor.
Topluluğu eğitmek ve güvenlerini yeniden kazanmak için Kamble tekrar sosyal medyaya döndü. . Gerekli oksijen seviyesini temsil eden bir grafik buldu ve bunu bir WhatsApp durumu olarak koydu. Aynı fotoğrafı birden fazla WhatsApp grubuna göndererek sonunda 500’den fazla kişiye doğrudan ulaştı.
“Gelen kutum yanıtlarla doldu, bazıları referans olarak ekran görüntüsünü aldıklarını söylerken, diğerleri bunu yaptığım için bana teşekkür etti. farkındalar” diyor. “Aynı aile şimdi benden oksijen seviyesini günlük olarak izlememi istiyor.” Oksijeni kontrol etmek kadar basit bir şey için Kamble, WhatsApp’taki yanlış bilgilere karşı koymak için birkaç saat çalışmak zorunda kaldı. Şimdi, vasat kalitede ekipman konusunda üst düzey sağlık yetkilileriyle yüzleşiyor.
Kodak, “Aşı olmalarını istediğimiz için bize teşekkür eden birçok insan var” diyor. Bölgedeki bazı insanlar COVID pozitif test ederken, hiçbiri hastaneye kaldırılmadı ve bu da ASHA’ların aşı kampanyasını haklı çıkardı. “Bu tür hikayeleri dinlemek canlandırıcı.”
“İnsanlar mesajlarımıza katılmasalar bile okuyup tartışıyorlar. Anket yaparken, her gün en az üç saatimizi bu tür yanlış bilgilere karşı koymak için harcıyoruz” diyor Kamble. Kendi köyündeki yanlış bilgiler yavaşlamış olsa da, sözde bilimsel mesajların listesi ülkenin diğer bölgelerindeki WhatsApp grupları arasında dolaşmaya devam ediyor.
“Adet sırasında aşı yapılmamalıdır”
“Aşı yaptırdıysanız, bir hafta boyunca güneş ışınlarından kaçınmalısınız”
“Kafur tozu çekmek oksijen seviyenizi artırır.”
“Kaya tuzu ile yenen soğan Corona’yı uzak tutar. ”
Bunlar, Kodak’ın son zamanlarda aldığı yüzlerce mesajdan sadece birkaçı. Her ifadeyi, genellikle günde 10 ila 12 saat çalışırken ele alır. “Birini kurtarırsam, işimi yapmış olacağım,” diyor.
Fotoğraf: Sanket Jain
.
